Yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için miktar ve değer bakımından bir sınırlandırma getirilmediği gibi, manevi imkansızlığın da ayrıca iddia ve ispat edilmesine de gerek yoktur.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/41137

Karar Numarası: 2017/4373

Karar Tarihi: 12.04.2017

YAKIN AKRABALAR ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMLERİN TANIKLA İSPAT EDİLEBİLECEĞİ Yakın Akrabalar Arasında Senet (Yazılı Belge) Alınmasında Manevi İmkansızlık Olduğu – Yakın Akrabalar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Tanıkla İspat Edilebilmesi İçin Miktar ve Değer Bakımından Bir Sınırlandırma Getirilmediği – Manevi İmkansızlığın Ayrıca İddia ve İspat Edilmesine Gerek Olmadığı

YAKIN AKRABALAR ARASINDAKİ HUKUKİ İŞLEMİN SENEDE BAĞLANMIŞ OLMASI Yakın Akrabalar Arasında Yazılı Delil Sözleşmesi Yapılmışsa, Artık Manevi İmkansızlıktan Söz Edilemeyeceği – Senedin Aksinin Tanıkla İspatlanmasına İmkan Tanınamayacağı – Bunun Dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Belirtilen Yakın Akrabalar Arasındaki Hukuki İşlemlerin Miktar ve Değeri Ne Olursa Olsun Tanıkla İspat Edilebileceği

Özeti: Davalı davacının kızı diğer davalı ise borcun verildiği dönemde davacının damadıdır, davacı davalılara evli oldukları dönemde borç para verdiğini iddia etmiş ve bu iddiasını destekleyen tanık beyanlarına dayanmıştır. Davacının iddiasını tanıkla kanıtlaması mümkündür.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılardan …’nın kızı …’un ise damadı olduğunu, davalıların evli oldukları dönemde borç para istediklerini 12.850,00 TL parayı 15/05/2005 tarihinde borç olarak verdiğini, davalılardan parasını her istediğinde davalıların kendisini oyaladığını, davalılara … 2. Noterliği’nin 08/06/2012 tarih 4928 yevmiye no’lu ihtarnamesini çektiğini bugüne kadar davalıların kendine borcunu ödemediğini, bu nedenlerle davalılara borç olarak vermiş olduğu 12.850,00 TL’yi borcu vermiş olduğu tarih olan 15/05/2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masraflarının davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece dava reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu davacının yemin teklifi üzerine davalıların borç parayı inkar etmeleri neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi ile Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk lirasından az miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.

Ne var ki, kural böyle olmakla birlikte Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 203. maddesinde yazılı yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir. Anılan maddede yazılı yakın akrabalar arasında senet (yazılı belge) alınmasındaki manevi imkansızlık kanunla varsayılmış ve böyle bir istisnai düzenlemeye gerek görülmüştür. Yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için miktar ve değer bakımından bir sınırlandırma getirilmediği gibi, manevi imkansızlığın da ayrıca iddia ve ispat edilmesine de gerek yoktur.

Ancak, yakın akrabalar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış veya yazılı delil sözleşmesi yapılmışsa, artık manevi imkansızlıktan söz edilemeyeceğinden, senedin aksinin tanıkla ispatlanmasına imkan tanınmamaktadır. Bunun dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu��nun 203/1 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatı olanaklıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun istikrar kazanmış uygulaması da bu yoldadır. (Y.HGK.nun 19.3.2003 gün 2003/13-174-181 sayılı ilamı, YHGK.nun 9.10.1985 gün ve 1984/13-255 E. 1985/797 K.sayılı ilamı; YHGK.nun 23.1.1985 gün ve 1983/3-25 E. , 1985/3K sayılı ilamı).

Somut olayda davalı davacının kızı diğer davalı ise borcun verildiği dönemde davacının damadıdır, davacı davalılara evli oldukları dönemde borç para verdiğini iddia etmiş ve bu iddiasını destekleyen tanık beyanlarına dayanmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının iddiasını tanıkla kanıtlayabileceğinden mahkemece bu yan gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Akarca Mah. Yerguzlar Cad. 878. Sok No:55/1 D:2 Fethiye-Muğla
0 532 674 64 44
info@yildizhukukvedanismanlik.com
www.avukaterdemyildiz.com © Tüm hakları saklıdır.
X